İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, başşehir Tahran’da düzenlediği basın toplantısında gündemi kıymetlendirdi.
Kürsüye eline aldığı Kur’an-ı Kerim’le çıkan Kenani, “Uygarlık savındaki Avrupa’da, İsveç, Danimarka ve kimi ülkelerde polisin dayanağıyla Kur’an-ı Kerim’e yönelik gerçekleştirilen bu utanç verici aksiyonu bir defa daha şiddetle kınıyoruz.” diye konuştu.
Kur’an-ı Kerim’e hücumun 2 milyar Müslüman’a ve tüm semavi dinlere hakaret manasına geldiğini belirten Kenani, kelam konusu ülkelerden bu şekil aksiyonların tekrarlanmasını önlemelerini ve suçluları İslam ülkelerine teslim etmelerini istedi.
Kenani, “İslam ülkelerinin bu çeşit aksiyonların tekrarını önlemek için kapasitelerini kullanmaları gerektiğine inanıyoruz.” dedi.
ABD ile yürütülen mahkum takasına yönelik müzakerelere de değinen Kenani, İran’ın, vatandaşlarının özgürlüğü için bu bahse önemli yaklaştığını ve birtakım mevzularda iki tarafın mutabakata vardığını kaydetti.
Kenani, mahkum takası sürecinin uzamasının sebebinin ise ABD’nin bu husustaki isteksizliği olduğunu ileri sürdü.
İranlı Sözcü, Umman Dışişleri Bakanı Bedr bin Hamed el-Busaidi ve Katar Hükümeti Dışişleri Danışmanı Muhammed bin Abdülaziz el-Huleyfi’nin Tahran ziyaretlerinde ikili bağlantıların yanı sıra bölgesel ve milletlerarası sıkıntılara ait istişarede bulunduklarını kaydetti.
Umman ve Katar’ın, İran ile nükleer muahede olarak bilinen Kapsamlı Ortak Hareket Planı’nın (KOEP) tarafları ile yeterli bağlantıları olduğuna dikkati çeken Kenani, kelam konusu ülkelerin bu kapasitelerini kullanarak İran’ın dondurulmuş mal varlıklarının önündeki manilerin kaldırılması, mahkum takasının yapılması ve nükleer müzakerelerin ilerletilmesi için efor gösterdiklerini söz etti.
Tahran’ın her vakit müzakere masasına ve müzakere yoluna bağlı olduğunu söyleyen Kenani, bu bağlamda Umman ve Katar dahil olmak üzere bölge ülkelerinin olumlu teşebbüslerini memnuniyetle karşıladıklarını kelamlarına ekledi.
